Sesli Makale

Cumhuriyet gazetesinin Hz. Peygamber’e hakaret içerikli karikatürleri sebebi ile açılan ceza davasının, önceki gün duruşması vardı.

Sanıklar Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan ifade verdiler..

Bir zamanlar Gülen grubunun amansız düşmanı olan..

Bilahare..

Gülen ile anlaşan..

Ama diğer Müslümanlarla hâlâ anlaşamayan Hikmet Çetinkaya..

Hz. Peygamber’e hakareti kabullenemedikleri için davaya katılmak isteyen dindar insanlara yüzünü çevirip, çıkışmış: 

“50 yıllık gazeteciyim. Bu süreçte demokrasiyi, özgürlükleri, din ve vicdan özgürlüğünü savundum. 28 Şubat sürecinde, korkularından okullarının anahtarlarını Çevik Bir’e teslim edenlerin gerçek kimliklerini ben ifşa ettim.”

Çelişkiye bakın..

“Din ve vicdan hürriyetini, özgürlükleri savundum” diyen bu sözde gazeteci..

Düne kadar her gün başörtünün üniversitelerde, okullarda yasaklılığının devam etmesini isteyen yazılar kaleme alıyordu..

Hâlâ da alır ama..

Dinleyen olmayacağı için, o konuya pek girmiyorlar..

“Gülen grubunun gerçek kimliğini deşifre ettim” diyen bu muhterem..

Şu an Gülen grubu ile kol kola olan, ikiyüzlü bir adam..

Sadece kendisi değil..

Gazetesi de aynı çizgide..

Şimdi başımıza Gülenci kesildiler..

Dine ısındıkları için değil..

Şu an dindarlara en büyük kötülüğün, Gülen grubundan geldiğini gördükleri için..

Gülen grubu da, laikçi yeni dostlarına, her türlü desteği sunuyor..

O kadar ki..

Cumhuriyet gazetesi, Hz. Peygamber’e hakaret içerikli o edepsizliği yaptığında..

Gazeteye açılan soruşturmayı, “Basın özgürlüğüne saldırı” olarak nitelediler..

Düşünebiliyor musunuz?

Gülen, Hz. Peygamber’i her andığında..

Saygısından olduğunu belirterek, oturduğu yerden kalkıyor..

Ama..

Zaman gazetesi.. Samanyoluhaber.. Hz. Peygamber’e hakaret edenlere yönelik ceza soruşturmasını.. “Basın özgürlüğüne darbe” olarak niteliyor..

Riya zirve yapmış..

Maskelerin biri çıkartılıp, diğeri takılıyor..

•

Özgürlüklerden yana olduğunu iddia eden bu 50 yıllık gazetecinin..

Bir yazısını aktarayım.

Önceki günkü duruşmada dindar insanlara yüzünü döndürüp, gözlerinin içine baka baka.. Nasıl bir yalana imza atmış, siz de görün...

28 Şubat sürecinin zulmünün zirveye tırmandığı günler..

Dindar kesimin belli bir kısmı, RP/FP ile rahatlama olmayacağı düşüncesine kapılmış. Oylarını MHP’ye vermiş.. MHP % 17 oy almasına rağmen, Ecevit’e kuyruk olmuş..

Başörtü yasağı üniversitelerde ilahiyat fakültelerine.. İmam hatip liselerine kadar yaygınlaşmış.

Akit, başörtü yasağı aleyhinde yayınlarını sürdürürken..

Cumhuriyet de, yasağın devamı için manşetler atıyor..

Bugün “özgürlükçü olduğu”nu iddia eden Hikmet Çetinkaya..

O süreçte, 23 Ekim 1999 Cumartesi günü bakın ne yazmış!

Yazının başlığı: “Suç duyurusu..”

Terör örgütleri için falan değil.

Akit gazetesi için yapıyor suç duyurusunu..

Şöyle devam ediyor, özgürlükçü(!) Hikmet:

“Önümde akit gazetesi duruyor. (..) bakın manşetinde ne diyor: ‘Müslümanları töhmet altında bırakmak için Uğur Mumcu benzeri militan bir kemalist öldürülerek, hep bilinen film tekrar vizyona sokuluyor.’ Akit kimlerden destek alarak böyle bir manşet atıyor?”

Özgürlükçü Hikmet’e bakın..

Cinayetlerin, dindar insanları baskı altına almak için bahane edildiğini yazmak bile, ona göre “suç”!

Ama aynı özgürlükçü (!) Hikmet, bugün Hz. Peygamber’e hakaret etmeyi ise.. Basın özgürlüğü olarak görüyor..

Bugün dindar insanlara şirinlik yapan, “Ben sizin düşmanınız mıyım” diye soran Hikmet, o günkü yazısına şöyle devam ediyordu: 

“Ben bu köşeden Akit gazetesi için suç duyurusunda bulunuyorum.” 

Ve o yazı sonrasında..

28 Şubatçı hakim-savcı ve belki de paralel polislerin sayesinde..

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, 300 polisle, akit gazetesinin binasını basıp, Hikmet’in isteğini yerine getiriyor..

Saat 10.00 gibi geldikleri gazete binasından, akşama doğru saat 16.30 civarında ayrılıyorlar..

Ne mi buluyorlar?

Hava civa..

Sonrasında özür diliyor mu, Hikmet? 

Hayır.. 

Şimdi okuyucumuz takdir etsin: “Hikmet, dindar insanların düşmanı mı, değil mi?”

•

Dikkatinizi çekerim..

Başörtüye serbestlik istiyor diye, Hikmet tarafından hedef haline getirilen akit’e inat.

Hikmet’in gazetesi.. 

Tam da PKK’nın yayın organı gibi çıkıyor..

Bize başörtüyü savunmak bile çok..

Onlara teröristlerin avukatlığını yapmak, serbest.

Niçin hatırlattım bunu? 

Akit’i suçlayan Hikmet, önceki gün hakimin “Türkiye’de gerçekleşen birçok din saikli terör saldırıları ve olaylarla ilgili yazılarındaki tavrın nedir” sorusuna şöyle cevap vermiş:  “Bu saldırıları hep eleştirdim ve eleştirmeye devam ediyorum. Dünyanın her yerinde terör adres sormaz.”

Hakim nezaketinden olsa gerek, hatırlatmamış: “PKK terörüne niye destek veriyorsunuz, o zaman?”

Star
23 Ocak 2016