Sesli Makale

8 Aralık 2014

Bir gazetedeki, kamulaştırma ilanından hareketle yapıyorum bu çağrımı..

Olay şu..

Paralel yapı ile mücadele kapsamında, Nisan ayında, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi bir karar aldı. 

2012’de, Turgut Özal Üniversitesi’ne tahsis edilen, aslında daha önce itfaiye alanı olarak belirlenmiş bir arsanın imar durumunu, tekrar eskisine döndürdü..

Arsa da, öyle 5-10 bin değil, tam 27 bin m2 bir arsa..

Önce itfaiye alanı.

Sonra imar durumunda değişiklik yapılıp, cemaate bağlı Turgut Özal Üniversitesi’ne bedelli olarak tahsis işlemi..

Sonra imar durumunda tekrar eskiye dönme..

Daha sonra da, dün gazetedeki ilandan öğrendiğimize göre, kamulaştırma kararı..

Kafanız karışmadı mı?

Benim karıştı..

Ve merak ettim.

Daha önce de, aynı konuda bir yazı yazdığım için, önceki araştırmalarıma da baktım..

Belediye, bu arsayı Turgut Özal Üniversitesi’ne kaç liraya tahsis etmiş araştırdım..

Açıklanan bir bedel yok.. 

Kararın “bedelli tahsis” olduğuna dair haberler var da..

Bedelin miktarı kamuya açık kaynaklarda görünmüyor.

Şimdi ise, aynı arsa, rayiç bedel üzerinden kamulaştırılıyor..

Daha açıkçası, geri alınıyor.

Nedir burdaki sorun?

Paralel yapı ile mücadele ediliyor görüntüsü verirken bile..

Bir arsanın, daha önce kıyak geçilerek cemaate ait bir üniversiteye verilmesinden geri dönülürken bile..

“Bakın, verdiğimiz arsayı bile geri alıyoruz. Görüyor musunuz, nasıl mücadele ediyoruz” derken bile..

Cemaate bağlı kurumlara para kazandırma ihtimali..

Nasıl mı?

Önceki tahsis bedelinin çok üzerinde bir kamulaştırma bedeli belirlenme ihtimaline kapıyı açık tutarak.

Olması gereken ne idi?

Madem bir yanlıştan dönmek istiyorsunuz..

Haksız yere bir arsayı, cemaate bağlı üniversiteye verilme kararından dönmek istiyorsunuz.

O arsa Turgut Özal Üniversitesi’ne verilirken, Belediye kasasına ne alındı ise.

Şimdi arsa belediyeye geri dönerken de, tahsil edilen paranın enflasyon oranındaki ilavesi ile geri ödemek...

Bu yapılmıyor.

Arsa verilirken, “bedel karşılığı tahsis” diye açıklanıyor....

Büyük ihtimalle bedel sonradan belirleniyor..

O da cüzi bir miktar olmalı ki, şeffaf bir şekilde kamuya bildirilmiyor.

“Bedelli tahsis” denilse de, arsa satılmış olmalı ki, şimdi kamulaştırma yapılıyor..

Kamulaştırmada ne olacak?

Önceki tahsis veya satış bedelinden bağımsız olarak, rayiç değere göre arsaya el konulacak.

Melih Gökçek açıklamalı..

Arsa 2 yıl önce Turgut Özal Üniversitesi’ne kaç liradan verildi?

Şimdi o para geri ödenerek arsanın geri alınması yerine, kamulaştırma yapılarak, ne kadar fazla ödeme yapılacak?

Buyursunlar açıklasınlar..

Kamuoyu da bilsin..

“Paralel yapı ile mücadele ediyoruz” denilirken bile..

Paralel yapıya para aktarımı yapılmasın!

••

Görüyor musunuz..

Nereyi tutsanız, elinizde kalıyor..

Dürüstlük iddiaları ile kamuoyunda gündeme gelen ve bu gerekçe ile hükümeti devirmeye kalkışan cemaatin bulaştığı her yerde, hep sorun var..

Üniversite kuruyorlar..

Arsalar hep kamudan aktarma..

Sözümona vakıf üniversitesi..

Paranız varsa, kurun vakfı. Verin parayı..

Paranız yoksa, belediyenin arsası ile vakıfçılık oynamaya niye kalkıyorsunuz ki?

••

Çağrım, sadece Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e değil.

Turgut Özal Üniversitesi Mütevelli heyetine de..

Eski Başbakanlardan Yıldırım Akbulut’a..

Turgut Özal Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi dekanı koltuğunda oturan, Anayasa Mahkemesi eski üyesi Sacit Adalı’ya..

Açık açık söylesinler, nedir bu işler?

Kendi ceplerine bir şey girmiyor olabilir..

Ama kamudan bir şeyler çıktığı belli..

Belediyenin arsası üniversitelerine aktarılmış..

Şimdi de geri alınıyor.

Demek ki yanlış yürüyen bir şeyler var ortada..

••

Turgut Özal Üniversitesi’nin tepesindeki isimlere bakıyorsunuz..

Yıldırım Akbulut, Sacit Adalı’yı görüyorsunuz.

Güveniyorsunuz..

Sonra icraata bakıyorsunuz..

Mahmut Akpınar isimli öğretim üyesinin, kendi üniversitesindeki bu skandal arsa olayından hiç bahsetmeden, sabah akşam o tv, bu radyo koşturup, başkalarının kusurlarına bin ilave yapıp aktarmasını görüyorsunuz.

Üniversiteyi kim temsil ediyor?

Akbulut, Adalı mı?

Akpınar mı?

Üniversiteye aktarılan kaynakların esas yöneticisi, Akbulut-ADalı mı?

Akpınar ve şürekası mı?

Her şey açıklansın..

Kamuoyu gerçekleri bilsin!

Akit