Sesli Makale

23 Mart 2015

Konu önemli..

Muhataplar dansöz olunca..

Sırtında yumurta küfesi taşıyanlar da, çok dikkatli olmak zorunda..

•

30 Mart belediye seçimleri öncesinde, bir yandan “Apo en geç, Mart 2015’te tahliye olacak. Hükümet söz verdi.. Milliyetçiler uyumayın..” yalanları ile halk kışkırtılırken..

Bir yandan da, Türk ırkçılığı açısından halkı tahrik eden o kesimlerin üst yönetimi, sırf AK Parti seçimde başarılı olamasın diye gizliden gizliye, tabanına, “Bölgenizde BDP adayları ile AK Parti adayları yarışıyorsa, BDP’lilere oy verin”  talimatı yolluyorsa..

Dansözlük zirvede demektir..

Ne yapmalı?

Ne güneşe güvenmeli..

Ne havadaki sıcaklığa..

Her an, iklim değişebilir..

•

Daha üç ay öncesinde..

Dindar camiada tutunamadığı için, kendisine kartelde yer açmaya çalışan bir ahlaksız..

“Bölgeden bir kaymakam aradı.. Burada kontrol, devletten PKK’ya geçti.. PKK, beni çağırıp, ifade vermemi istedi.. Burada devlet bitti, devlet yok.... Güneydoğu, PKK’ya teslim edildi” derken..

Bu sözlerinin üzerinden üç ay geçmiş iken..

Cumartesi günkü Diyarbakır nevruz kutlamaları sırasında, ağzını yaya yaya..

“Diyarbakır’da sabahtan beridir, burada yüzlerce insan ile görüştüm. Burada herkes barış diyor. Barış diyen hiç kimsenin aklında bir arka plan olduğunu söyleyemeyiz... Herkesin tek isteği, tek samimi talebi, barış. Buna ses vermek lazım.. Bu sesi duymak lazım” diyor ise..

Dansözler her tarafımızı kuşatmış demektir..

Dansözlük zirvede demektir..

Her an kıvrak bir bel hareketi ile, “tam ters yöne dönenleri görmek mümkündür” demektir..

Bu durumda, kendinizi korumanız gerekir..

Dikkatli olmanız gerekir..

•

“Diktatör.. Tek adam.. Despot” iddiaları ile, mevcut yönetimin tepe ismine, sürekli nokta atışı yaparak, algı operasyonu düzenleyenler..

Başbakan Yardımcısı’nın küçücük bir açıklaması ile, “İktidar dağıldı. Hükümet bitti. Yol arkadaşlığı son buldu” diyerek, önceki iddialarının tam zıddını söylemeye koyuluyorlarsa..

Yağan yağmura dikkat etmeli..

Atıştıran kara dikkat etmeli..

Esen rüzgara dikkat etmeli..

Her an, her saniye iklim değişebilir..

•

Ne demek istiyorum.

Somut olay ne?

Dolmabahçe’den başlayalım..

Hükümet, Başbakan seviyesinde bir temsil ile, HDP’lilerle fotoğraf vermeyi bilmiyor muydu?

Niye, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan tercih edilmişti?

Muhataplarına güvenmedikleri için..

Kuyu kazanların çok olduğunu bildikleri için..

Dansözlerin farkında oldukları için..

Bir başka açıdan bakalım..

Hükümet, Başbakan değil de Başbakan Yardımcısı ile de olsa.. 

HDP’lilerle, Ankara’da Başbakanlık’ta fotoğraf vermeyi bilmiyor muydu? 

Niye Dolmabahçe’yi tercih ettiler?

Kaypaklıkları tahmin ettikleri için..

Sinmiş sırtlanların nasıl fırsat beklediklerini bildikleri için..

•

Tahmin edilenlerin hiç de vesvese olmadığı, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın yanına kabadayı oturuşu ile çöken Süreyya Önder’in görüntüsü ile ortaya çıkmıştı..

Aynı gün, o “oturuş”u eleştirmiştim..

Kişilere saygıları olmasa da, devlete saygıları olması gerekirdi..

Göstermediler..

Ben hemen o gün eleştirdim ama..

Sırtında yumurta küfesi olanlar, biraz daha sabretti..

Ardından, “İzleme Komitesi” ekseninde bir pervasızlık daha..

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüşen Pervin abla..

“İzleme Komitesi’nin 16 kişilik ismi belirlendi” diye gece yarısı açıklama yaptı..

Hani görmemişin oğlu olmuş. Tutmuş .. ya..

O hesap..

O açıklamanın yapılmasının yarım saat sonrasında, Yalçın Akdoğan, twitter hesabından “Bizim tarafımızdan yapılmayan hiçbir açıklamaya inanmayın” dedi..

Ve günler sonra..

HDP ve onun etrafındaki bir avuç akbabanın hükümet üzerinde oynamak istedikleri oyunların farkında olan..

En önemlisi, “sırtında yumurta küfesi taşıyan” Cumhurbaşkanı açıklamasını yaptı..

Sadece isimleri değil, İzleme Komitesi’nin kendisini de anlamsız bulduğunu belirtti.

İzleme Komitesi ile ilgili listenin belli olmaması dışında, bir tereddüt var mıydı?

Yoktu..

Belki şeklen iki-üç kişilik bir heyet düşünülüyor iken..

İş abartılınca..

Günler sonra..

Tayyip Erdoğan da tepkisini vermiş oldu..

Cumhurbaşkanı haksız mı?

Bence değil..

Ülkede dansözler her tarafta bel kıvırırken..

Ahlaksızlar, her an bulundukları yerden farklı bir noktaya sıçramak için bahane ararken..

Çakallar, akbabalar.. Ortalıkta leş ararken..

Yılların tecrübesi ile.. Cumhurbaşkanı, yapması gerekeni yaptı..

HDP şımarıklığına.. Süreci HDP yönetiyormuşçasına, duruma el koyma pervasızlığına.. 

“Dur bakalım” dedi.. Tavrını ortaya koydu..

Bundan sonrasını..

Dansözler.. Çakallar.. Akbabalar düşünsün..

•

Derseniz ki, “Peki, Bülent Arınç ile Tayyip Erdoğan arasındaki söz atışmasına ne diyorsunuz?”

Onlar, iki günlük değil.. 40 yıllık yolculuğun yol arkadaşlarıdırlar.. Otururlar, konuşurlar.. Anlaşırlar..

Çakallar ve akbabalar da, öylece seyre dururlar..

YeniAkit