Sesli Makale

10 Ekim 2015

Ankara savcılığı, Digiturk’e bir yazı göndermiş..

“Paralel yapı” ile bağlantılı kanalların platformdan çıkarılmasının değerlendirilmesini istemiş.

Digiturk de yazı gereği.

Kendisini riske atmak istememiş.

“Yarın şirketimiz hakkında bir soruşturma açılırsa.. Teröre yataklık ve yardım suçundan savcı ifadeye çağırırsa.. Ne yaparız?” diye düşünmüş.

Ve mantıklı bir savunma bulamamış olmalı ki..

Paralel yapı ile birlikte anılan televizyonları platformdan çıkartmış.

Darbeciler hep birlikte itiraz ediyorlar.

“Bu sansürdür” diyorlar.

“Bu susturma hareketidir” diyorlar..

“Bu sindirme operasyonudur” diyorlar.

Oysa olay çok basit..

Digiturk dediğimiz ne ki?

Bir özel şirket..

Bu özel şirket..

İstiyorsa, o kanalları müşteri olarak görür, hizmet vermeye devam eder.

Ama yarın, savcı da onun hakkında, “Teröriste hizmet ettin” diye soruşturma açarsa..

Savunmasını mantıklı şekilde yapması gerekir..

Yapamazsa, cezayı yer..

Diyeceksiniz ki..

“İyi de..

Bu bir sansür değil mi?”

Değil..

Digiturk size hizmet vermiyorsa..

Siz de DSmart’a gidersiniz..

Aydın Doğan’ın Dsmart’ına..

Hazır, Doğan grubu, paralel yapı ile birlikte hareket ediyor ya..

Böylece..

Televizyon yayınında da..

İşbirliğinizi pekiştirmiş olursunuz..

Demek ki ne imiş?

Digiturk’un alternatifi var imiş.

Alternatifin olduğu yerde de..

Sansür yoktur..

Susturma yoktur..

Özgürlüğün kısıtlanması söz konusu değildir.

•

Adamlar kendi televizyonlarında.

Sabahtan akşama kadar, kendi gruplarının lehine propaganda yapıyorlar..

Hükümet aleyhine..

CHP lehine, HDP lehine propaganda yapıyorlar..

AK Parti yetkilileri çıkıp da..

“Bizi televizyonunuza çıkartmıyorsunuz. Bizim görüşlerimizi, seyircinize aktarmıyorsunuz” diyor mu?

Demiyor.

Dese de, dinler misiniz?

Dinlemezsiniz.

“Siz de kendi televizyonlarınıza çıkın. A Haber’e çıkın. Biz sizi televizyonumuza çıkartmaya mecbur muyuz?” dersiniz..

O zaman aynı cevabı Digiturk’çüler de size verirse, ne diyebilirsiniz?

Digitürk’çüler de size, “Bize gelmeyin. Kendi platformlarınızdan yayın yapın. Gidin Doğan medyanın platformundan yayın yapın.. DSmart’tan yayın yapın.. Biz sizi almaya mecbur muyuz?” derse, ne cevap verebilirsiniz?

•

İşin teknik boyutu bir yana..

Meşru hükümete karşı..

Psikolojik bir savaş yürütülüyor..

Bir algı oluşturmaya çalışılıyor..

Dün de böyle idi.

Bugün de öyle.

Dünkü darbede de aynısını yapıyorlardı.

Bugünkü darbe girişiminde de..

O zaman.

Dünkü darbe girişiminde onların yaptıklarını..

Şimdi biz yeni darbecilere söylesek..

Yanlış mı söylemiş oluruz?

Hani dün (1997’de) Hürriyet, manşet atmıştı ya..

“Gerekirse silah bile kullanırız” ifadesini, manşetine taşımıştı ya..

Genelkurmay Başkanlığı’na atıfla..

Askerin gerekirse, silah kullanarak, Refahyol’u yıkacağını, açık açık dillendirmişlerdi ya..

Şimdi biz de..

Aslında silah ile işimiz olmaz ise de..

Hükümetlerin seçimle gelip, seçimle gitmeleri gerektiğini savunuyor olsak da..

Muhalefetin silahla, tehditle, hukuksuz baskı ile susturulmasını, kesinlikle kabul etmiyor isek de..

Doğan medyasına da..

Doğan medyası ile iş kotaran paralel yapıya da..

İbretlik bir ders olması için..

Biz de, Genelkurmay Başkanlığı’na atıf yaparak..

Veya, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atıf yaparak..

“Digitürk’ten çıkartmak ne ki.. Gerekirse silah bile kullanırız!” diye manşet atsak..

Nasıl olur?

Hop hop zıplarsınız değil mi?

“Bu ne demek ya? Silah kullanmak da ne demek” diye itiraz edersiniz değil mi?

“Bakın bakın.. Muhalefeti susturmak için, silah bile kullanırlarmış.. Demokrasi bitmiş” dersiniz değil mi?

Dün Doğan medya grubu, işte bunu yapmıştı..

Paralel yapı da, bugün Doğan medya ile birlikte hareket ederek..

O işlenen suçlara, ortak oluyor..

Kim ki, kendisine karşı silah kullanılmasını istemiyor.

Başkasına da silah kullanılmasını istememeli idi..

Sözüm, Doğan medya grubuna..

Ve de, Paralel yapıya..

YeniAkit