Sesli Makale

11 Kasım 2014...
Bir 10 Kasım’ı daha bol küfürle geçirdik.

Okumuş, makam sahibi olmuş insanlar mı dersiniz..

Politikacı sıfatlı, kendini bilmezler mi dersiniz.

Argo-küfür ifadelere en fazla mesafeli olması gereken kadınlar mı dersiniz.

Kültürlü insanların yoğun olarak yaşadıkları iddia edilen İzmir’den vatandaşlar mı dersiniz..

Farklı düşünenlere, ne küfürler, ne küfürler..

En basiti, “Atatürk olmasaydı, ananız belli olurdu da, babanız belli olur muydu?”

Bu kadar mı seviyesizsiniz?

Bu kadar mı çaptan mahrumsunuz?

Laf mı yani bu?

Bugün sadece Türkiye’deki insanların anne babaları belli..

Diğer ülkelerdeki insanların tamamının anne-babaları belli değil mi?

Bunu mu söylüyorsunuz?

Bu kadar mı mantıktan yoksun bir iddiayı dillendiriyorsunuz?

Türkiye’nin Atatürk’ü vardı, insanlar babası belli dünyaya geliyor..

Peki Afrika’da.. Asya’da.. Pakistan’da, Arabistan’da.. Şurda burda.

Atatürk mü var ki, oradaki insanların anne-babaları belli?

“Atatürk bir mücadele adamıdır” dersiniz.

Biri kabul eder, diğeri itiraz eder.

Oturur konuşursunuz..

Bir noktaya varırsınız..

Ama ne demek, “Anan belli olurdu da, baban belli olmazdı?”

•

Hani bunu diyenler açısından, “babanın belli olmasının bir önemi olsa” yine gam yemeyeceğim..

Sorsak bu arkadaşlara, “Şu manken bununla yatmış. Bu manken, şu sevgili ile birlikte iken, diğeri ile de çıkmış.. Onlarca, yüzlerce haber..  Bu mu sizin özlediğiniz Türkiye” desek..

Verecekleri cevap bellidir:

“Herkes özgürdür, istediğini yapar” diyeceklerdir..

Sonra da kalkıp, “Atatürk olmasaydı, babanız belli olmazdı” diyecekler..

İyi de bey abiler.

Saygıdeğer ablalar..

“Hani babanın belirsizliği, sizce çok önemli bir husustu.. Niye böyle önemli bir konuda, ‘insanlar özgürdür, istediklerini yaparlar’ moduna giriyorsunuz?”

•

Nitekim bu kafadan bir bayan..

Dün bir otobüste, 10 Kasım saat 9.05’te, “ayağa kalkmayanların, kafasına sıkılacağı günler”i müjdelemiş..

Ne güzel bir iş bu..

Hiçbir hakaret yok.

Hiçbir küfür yok.

Sadece ayağa kalkmıyor..

Sadece ayağa kalkmadığı için, insanlar kafasından vurulacak..

Bu ülkede, böylesine bir tehdit, açıktan yapılabiliyor. 

O tehdit, hemen anında sosyal paylaşım sitelerinden kaldırtılmıyor..

Sonra da, “Ramazan günü kapalı ortamda sigara içtiği için öldüresiye dövdüler” diye, çoğu da yalan haber yapıyorlar.

“Herkes oruç tutmak zorunda mı? Çevresinde oruç tutanlar var diye, insanlar sigara içmemek zorunda bırakılır mı?” diye bilgiç bilgiç ahkam kesiyorlar..

Buyrun, bu hanıma tepkinizi koyun..

Sonra, Ramazan günü, kapalı mekanda, sigara tüttürmenin ne manaya geldiğini birlikte oturup, konuşalım..

Siz “kafaya sıkmayı” görmezden gelirseniz..

Ramazan günü kapalı mekanda sigara tüttüren kişinin dayak yemesine de itiraz edemezsiniz..

Çünkü bu işin çok daha vahimini, siz kendiniz onaylıyorsunuz demektir.

•

Atatürkçü geçinen..

Ama işin özünü kavrayamamış kişilerin bir çelişkisi de şu.

Diyorlar ki..

“Atatürk olmasaydı, adınız ya Mark olurdu, ya Jak!”

Bu arkadaşlara..

“Müslüman kişi, başka dinden kişilerle evlenirken, dinimizin emirlerine uygun davranmalı..” dediğimizde..

“Din-ırk ayrımcılığı yapmayın” diyerek, hemen karşı çıkıyorlar..

İyi de..

Mark ile evlenirsen..

Sonunda çocuğun da yüzde elli ihtimal Mark olur..

Senin için, çocuklarımızın Mark-Jak olması güzel bir şey değilse.. İslamın emrine sahip çıkacağına.. Niye karşı tavır alıyorsun?

•

Olaya bir de şu açıdan bakalım..

Atatürkçülüğü; “şekli dayatmalar” olarak, farklı düşünenlere dayatan kesimin büyük çoğunluğu, ulusalcılıkta zirve yapanlar..

Aynı kesimin özel hayatlarına bakıyoruz..

Batı hayranları..

Avrupa’da ne varsa, onu kendi hayatına da, transfer eden tipler..

İyi de arkadaşlar..

Atatürk, bu Avrupa’ya karşı, milli mücadele başlatmamış mıydı?

Bu Yunanı, İzmir’de denize dökmemiş miydi?

O Fransızı.. 

O İtalyanı Anadolu’dan kovmamış mıydı? 

Atatürk’ün kovduklarına niye bayılıyorsunuz, öyle!

Atatürk’ün savaştıklarına, niye özeniyorsunuz böyle?
Yeniakit