Sesli Makale

Bu kadar sahtekâr olabileceklerini.. 

Bu kadar riyakâr olabileceklerini..

Bu kadar hain olabileceklerini..

Nasıl tahmin edebilirsiniz..

Bir yandan KCK soruşturmaları ile, terör örgütünün siyasi kolunu bile cezaevine tıkacak kadar PKK karşıtı görünüyorlar..

Sonra öyle bir noktaya savruluyorlar ki, mahalli seçimlerde, Güneydoğu Bölgesi’nde HDP’ye oy verme çağrısı yapıyorlar.

Haydi onu inkar ettiler..

Diyelim, biz de yedik.

Tabandaki saf insanlar da, “Bize ‘HDP’ye oy verin’ dediler ama.. Abilerimizi niye ifşa edelim ki” diye düşünmüş olmalılar ki, gerçeği açıklamadılar.

Peki, önceki akşam kapatılan PKK yandaşı ajanslar ve gazetelerle ilgili haberi, FETÖ’cü isimlerin “medyaya darbe” başlığı ile sosyal medyaya yaymalarını kim, ne ile izah edecek?

Adem Yavuz’undan, Tarık Toros’una kadar..

Sosyal medyada hâlâ fitne fesada devam eden diğer FETÖ’cüler, PKK uzantısı gazetelerin kapatılmasını, “basın özgürlüğü” ile nasıl ilişkilendirebiliyorlar? 

Böyle bir hainlik görülmüş müdür?.

MİT’e bağlı çalışanlara bile, “KCK soruşturması yapıp içeri tıkmaya kalkışan” FETÖ, şimdi PKK’nın dili, gözü, kulağı olan Özgür Gündem gazetesinin ve onunla birlikte benzer yayın yapan yerel gazete ve ajansların kapatılmasına “medyaya darbe” yorumu yapıyor..

FETÖ’ye bağlı, yurtdışına kaçan Zaman’ın ekibi ile altın madencisi patronun gazeteci kılıklı ajanları, Türkçe tivit atmaktan utanıyor olmalılar ki, İngilizce olarak, “10 gazete kapatıldı” diye mesaj atıyorlar..

Alçaklık değil mi bu?

Hainlik değil mi?

“PKK’nın sıktığı her kurşunda Özgür Gündem’in de katkısı var” diyorduk..

Şimdi o PKK yayın organının kapatılmasını “basına darbe” diye göstermeye çalışanların da, vurulan asker ve polislerimizin akıtılan kanında, PKK’lı teröristlerle birlikte sorumlulukları olduğunu söylersek, haksızlık mı etmiş oluruz?

İfadeye bakın:

“Türkiye’de 10 gazete kapatıldı!”

Kim diyor bunu?

Yurtdışına kaçmadan önce, “Bir evim bile yok. Bir arabam bile yok” diyen..

Ama şimdi yurtdışında yaşayan..

Aylardır ne ile geçindiğini izah edemeyen sözde işsiz gazeteciler....

Onlar ne derlerse desinler, biz onların, “zekat, fitre, himmet”lerin cebellezi yapılması ile oluşan fondan beslendiklerini çok iyi biliyoruz.

17 Aralık’ta, olmayan rüşveti, bize yolsuzluk olarak tanıtmaya kalkan ahlaksızlar..

Yapılmamış ihaleyi, “Asrın yolsuzluğu” diye yutturmaya çalışan sahtekârlar..

“Kan dökülmesine son verilmesi” için, devletin en tepe yöneticilerinin yaptıkları görüşmeleri, “Ülkeye ihanet” olarak göstermeye kalkışan hainler..

Şimdi attıkları iftiraların hepsini, kendileri icra ediyorlar..

Yolsuzluk da onlarda.. 

Sahtekârlık da..

PKK ile işbirliği de..

¥

Türkiye’de Zaman genel yayın yönetmeni iken..

Başbakan’a “dürüstlük” edebiyatı yapan muhterem..

 Kısa süreliğine alındığı gözaltından sonra serbest bırakıldığında..

Adliye önünde aldatılmış saf insanlara nutuk atan beyefendi..

İkinci yakalama kararından sonra..

Çaktırmadan, yurtdışına kaçtı..

Ama bu konuda hiçbir yerde, hiçbir açıklaması yok..

Sorsanız, “Kanunlara şöyle uyarız, böyle uyarız. Biz kanundan kaçar mıyız” der..

Aylarca ortalıkta görünmedi..

Sonra usul usul sosyal medyada, hınzırlığını tekrar hayata geçirdi.

Ve dün ortaya çıktı ki, ABD’de imiş, Türkiye’deki dindar yöneticilere, en aşağılık ifadelerle saldıran ahlaksız herif...

Buyur söyle, hangi para ile kaçtın ABD’ye?.

Hangi parayı yiyorsun ABD’de?.

“Bizim bir tane bile evimiz yok” derken, şimdi ABD’de ne ile yaşıyorsun, açıkla hain adam...

Şapka takarak..

Kocaman kara gözlüklerle..

Kendini gizlediğini sanıyorsun ama..

Ahirette kendini ne ile saklayacaksın, utanmaz adam..

Binlerce insanın işinden olacağı.. Binlerce insanın cezaevine gireceği bir süreçte..

Kıvılcımı çakan isimlerdiniz..

Siz kaçtınız.. Buradaki gariban insanları mağduriyetleri ile baş başa bıraktınız..

Ama o günlerde efeleniyordunuz..

“Biz 12 Eylül’ü görmüşüz..” diyordunuz..

Ne oldu?

Niye ABD’de aldınız soluğu..

¥

Gazeteci kılıklı bu fırıldaklardan benim hiç ümidim yok..

Şu saf tabana yapalım yine çağrımızı..

Bu ahlaksızların, topladığınız zekatları, ABD marketlerinde yemelerine onay veriyor musunuz?

Sizler işlerinizden olurken.. Onların işsizken bile, ABD’lerde sefa sürmelerine onay veriyor musunuz?

Sizin yakınlarınız cezaevine konulurken..

Onların, sizin topladığınız kurban paraları ile yurtdışına kaçmalarına, oralarda çoluk çocukları ile keyif sürmelerine onay veriyor musunuz?

Veriyorsanız, sorun yok diyeceğim ama..

Yine de sorun var. Çünkü o paralar sizin de değildi.. Bu ülkenin gariban insanlarını kandırıp, zekat adı ile, fitre adı ile toplamıştınız o paraları..

Yiyenlerin burunlarından fitil fitil gelmesi yakındır ama.. Aracılık edenlerin de.. Çıkıp “lanet olsun” demesi gerekmez mi, bu haramzadeliğe!

Akit
31 Ekim 2016