Sesli Makale

12 Eylül’de “Hayır” dediklerini hatırlatıp..

Şimdi 12 Eylül Anayasası’nı değiştiren 16 Nisan referandumuna da..

“Hayır” diyeceklerini açıklamışlar..

İlk günden beri söylüyorum..

“12 Eylül’de ‘Hayır’ dedim.. Şimdi ‘Evet’ diyorum ki.. 

O ‘Hayır’ oyuma sahip çıkmış olayım.”

Öyle ya..

12 Eylül Anayasası’nda, Anayasa Mahkemesi’ne iki subayı konduran darbeci generallere o tarihte, “Hayır” dedi isek..

Şimdi o iki subayı, Anayasa Mahkemesi’nden atan 16 Nisan değişikliğine “Evet” demeliyiz ki, tutarlı olalım.

12 Eylül Anayasası’ndaki Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi türünden, yargıyı ikiye bölen ve askeri diktanın izdüşümü kurumlar şimdi kaldırılıyor..

Dün bu kurumlara “Hayır” demiştik..

Şimdi de, bunları kaldıran değişikliğe “Evet” diyoruz..

Tutarlı olmak için, buna kendimizi mecbur hissediyoruz..

Amma velakin..

Görüyoruz işte..

Kendilerini çok beğenen..

Burunlarından kıl aldırmayan..

“Biz sanatçıyız. Biz yazarız” diye, şişine şişine havalara girerek gezinenler..

İlkokul 1’e giden çocuğun dahi, “Bu ne şapşallık” diyeceği türden konuşmalarla..

12 Eylül Anayasası’na 1982’de “Hayır” dediklerini..

Şimdi o anayasayı değiştiren 16 Nisan referandumuna da “Hayır” diyeceklerini ilan ederek..

Şapşallıklarını da ilan ediyorlar..

İçlerinde kimler var kimler..

“50 senedir bu ülkede sanat adına bir şeyler yapmaya çalışıyorum” diyen Edip Akbayram mı dersiniz..

Orhan Alkaya mı, Selda Bağcan mı, Pelin Batu mu?

Hepsi aynı kafada..

Aynı şapşallıkta..

İnsan hiç mi olmasın..

12 Eylül’de verdiği oyu açıklamaz..

“Hayır” verdiğini ilan etmez..

Biz de deriz ki, “Tayyip Erdoğan düşmanı. Onun için değişikliğe ‘Hayır’ diyorlar..”

Bunu der geçeriz..

Ama hem darbecilere karşı imiş gibi tavır takınıp..

“12 Eylül darbesinde karşı çıkmıştık” hatırlatması yapıp..

Ardından, 1982’de karşı çıktığınız anayasaya, 2017’de “Evet” anlamına gelecek şekilde “Değişmesin” oyu kullanırsanız..

Kendinizi inkar etmiş olursunuz..

Nokta..

•

Kendilerini inkar ediyorlar ama..

Çaktırmadan reklamlarını da yürütmüş oluyorlar..

Pelin Batu kızımız, aslında şiir yazıyormuş..

Duymamıştım..

Çakma tarihçiliğini biliyorduk ama..

Şimdi bir de şairliğe merak salmış..

Diyor ki, “Buraya gelirken anneme yalan söyledim. Bunu söylerken gözlerim doluyor, çok üzülüyorum. Niye yalan söyledim anneme; ‘Şiirlerimi basmak için fotokopiciye gideceğim’ dedim. Çünkü annem benim için korkuyor!”

Vay vay vay..

Pelin kızımız şair olmuş..

Şiirler yazıyormuş.

Şiirlerini bastırmak için, fotokopiciye gidiyormuş!

Hangi çağda yaşıyorsun Pelin?

Hani bir algı oluşturmaya çalışıyorsun da..

Ağlak gözlerle, piyasaya mesaj yolluyorsun, “Ben şiir yazıyorum, yakında şiir kitabım basılacak” diyorsun da..

Bu işin fotokopicide olmadığını bilmiyor musun?

Böyle çakma sanatçılardan çok senaryolar okuduk da..

Bu kadar şapşalını ilk defa duyuyorum..

•

Devam ediyor Pelin Batu, Türkiye’den ne kadar kopuk olduğunu ispatlayan konuşmasına..

“Bugün haberleri izlerken de böyle ağladığım gibi ağlıyorum. Her gün çocuklar ölüyor hiçbir şey yapamıyoruz.”

Affedersin Pelin Hanım..

Bugün çocuklar nerede ölüyor?

Türkiye’de mi?

Yoksa, sahip çıktığınız Esed’in ülkesinde mi?

Senaryoları birbirine karıştırdın herhalde..

Türkiye’de çocuklar, PKK’nın hendekler kazdığı günlerde, teröristlerin açtıkları ateşle ölüyordu..

Elhamdülillah.. PKK’lılar büyük oranda kazdıkları hendeklere gömüldüler..

Artık ülkemizde çocuklar ölmüyor..

Senin dediğin o ölümler, Suriye’de yaşanıyor.

Hem de en alçakçası ile..

En haincesi ile..

Kimyasal gazlarla..

Toplu katliamlarla..

Dolayısı ile..

Gerçekten çocuklar için üzülüyorsanız..

Tayyip Erdoğan’a destek verip..

“Sizin getirdiğiniz anayasa değişikliğine ‘Evet’ diyoruz” açıklaması yapacağınıza.

Suriye’deki ölümler, Türkiye’de yaşanıyormuş gibi, algı oluşturmaya çalışıyorsunuz..

Şapşallığınızı ispatlıyorsunuz..

•

Bir itirazım daha var..

Pelin Batu’nun şahsında..

Sanatçı geçinen o takıma..

Askerler şehit olurken..

Asker annelerinin yürekleri dağlanırken..

Polislerimiz, PKK’lı teröristler tarafından kurşunlanırken..

Şehit polislerin anneleri, canlarından birer parçaları kaybederken..

“Annelerimiz adına korkuyorum” diyemeyen Pelin Batu’lar..

“Annelerin içleri parçalanıyor” diyemeyen Pelin Batu’lar..

Şimdi çıkmış..

“Ben korkmuyorum; ama ben annem için korkuyorum. Çünkü annemin içi parçalanıyor kızının başına bir şey geleceği için” diyor..

Yıllarca aynı algı operasyonunu..

Büyük bir başarı ile yürüttüler..

Korku pompaladılar..

“İrtica” dediler..

“Diktatörlük geliyor” dediler..

Halkı tedirgin ettiler..

Ama artık millet uyandı..

Pelin Batu’nun bu haince sözlerine..

Sosyal medyada anında isyan başladı.

16 Nisan’daki oylama ile de..

Bu algı operasyonlarının hepsi, mazide kalacak..

Hem çocukları öldüren teröristleri destekleyip...

Hem de “Çocuklar ölmesin” diyenlerin suratına, 16 Nisan şamarı inecek..

Hem çocuk katili Esed’in avukatlığını yapıp.. 

Hem de “Çocuklar ölüyor, üzülüyorum” diyenlerin maskeleri inecek..

Akit
7 Nisan 2017