SİYASET

Ahmet Kekeç : Kötü niyetlisiniz, sizden her melanet beklenir!

Tarih
27 Eylül 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Ahmet Kekeç
27 Eylül 2014...Başörtüsü yasağının kaldırılması doğal olarak muarızlarını üretecekti. Nitekim üretti.
Sol kesimin gazete ve televizyonları kararı eleştiren yayınlar yaptılar.
Bekleniyordu.
Beyaz Türk kesimi hop oturup hop kalktı.
Bu da bekleniyordu.
Hatta bir sol gazete (“Halkın gazetesi” iddiasıyla çıkan bir sol gazete) daha da ileri gitti: Başörtüsü kararını “kafa kesme özgürlüğünün” ilk adımı ilan eden bir manşet attı. Türkiye Cumhuriyeti devletiyleIŞİD arasında ilişki mi arıyorduk? İşte size ilişki... Bugün başörtüsünü ortaöğretime sokanlar, yarın kafa kesme özgürlüğünü savunacaklardı; yani kafa kesme özgürlüğü isteyenlerin taleplerini karşılayacaklardı...
Böylesine özensiz ve pespaye yayınlar.
Bu yaklaşımı biliyoruz... Bu tarz siyaseti de biliyoruz ve artık alıştık...
Militarist alışkanlıklarla kuşatılmış Türkiye’de yapılan değişiklikler hiçbirinin vicdanında makes bulmadı, bulmayacak...
Beni asıl şaşırtan, “özgürlüklerden yanaymış gibi” görünenlerin tepkisi oldu.
Sırası mıymış yani başörtüsünü okullara sokmanın?
Başörtüsü özgürleştiriliyormuş ama sair alanlarda yasaklar devam ediyormuş.
Başörtüsü özgürleştiriliyormuş ama korkunç bir baskı rejimi hüküm sürüyormuş.
Ne oluyormuş mesela?
Kürtlerin talepleri karşılanmıyormuş. Alevilere hakları verilmiyormuş. Basın rahat bırakılmıyormuş. Dindar olmayanların özgürlüğü dikkate alınmıyormuş. Müthiş bir hürriyetsizlik hâkimmiş. Varsa başörtüsüymüş, yoksa başörtüsüymüş...
Başka ülkelerde durum nedir bilmiyorum ama “nefret” bizde tek ve geçerli siyaset yordamı olmaya başladı.
Daha önce de yazmıştım:
Nefret, “zehirli” bir duygudur.
Patolojik bir haldir.
Bir durum, bir “şey”, bir olgu karşısında üzülürsünüz, öfkelenirsiniz; öfkeniz birtakım “karşılıklar” düşünmeye sürükler sizi, misliyle mukabelede bulunmak istersiniz.
Karşılık verme isteği, sürekli (depresif) bir duygu haline geliyorsa ve bununla baş edemiyorsanız, hele baş edemediğiniz bu duygu, bir kişiye, bir zümreye, bir aidiyete, bir siyasal kesime yönelik “sürekli nefrete” dönüşüyorsa, orada “patolojik hal” ve “mutlak kötülük” aramak gerekir.
Nefret, aynı zamanda, “körelten” bir duygudur.
Bakarsınız ama göremezsiniz.
Görmek istemezsiniz.
Nefretle kalkıştığınız ve başka bir ifade dili bulamadığınız için sair alanlarda yapılanları göremiyorsunuz, “dindar olmayanların özgürlüğü” lafzının altını dolduramıyorsunuz.
Olağanüstü Hal’in kaldırılmasından başlayarak, “Kürt mahallesinde” hangi demokratik iyileştirmeler yapılmış?
Sizin “ilerici-solcu” iktidarlarınız döneminde Yılmaz Güney’in filmlerini Sinematek gibi mecralarda, polis tarassudu altında izleyebilirdik. Kürtçe yasak bir dildi. Henry Miller sakıncalı bir yazardı. Nazımvatan hainiydi. Aydınlarınız ikide bir Moskova’lara taşınır Nazım’ın mezarını sulardı. Buydu Nazım’la ilgili düşünebildiğiniz “iyiliğin” limiti...
Hiçbir ilerici-solcu yöneticinizin aklına okullardaki “yanaşık düzen” eğitimine ve “andımız” kepazeliğine son vermek gelmedi.
Başkaları için bir şey yapılmadı da, Alevi çalıştayları ve Ermeni açılımı neydi?
İlerici-solcu iktidarlarınız döneminde gasp edilen “azınlık malları” hangi iktidar döneminde iade edildi?
Dersim’deki kıtalı kim gündeme taşıdı ve devlet adına kim özür diledi?
Özel okullarda Kürtçe eğitimi başladı. Görmüyorsunuz... Süryanice ve Rumca eğitim verecek okullar açıldı. Görmüyorsunuz... “Köylere Türkçe dışında isim verilemez” hükmü kaldırıldı ve köyler eski isimlerine kavuşturuldu. Görmüyorsunuz... Darbe dönemlerinin genelgeleri yürürlükten kaldırıldı. Görmüyorsunuz... “Başörtülü vekil olmaz” ayıbına son verildi. Görmüyorsunuz... Görmek istemiyorsunuz...
Çünkü kötü niyetlisiniz.
Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;