Sesli Makale

5 Ağustos 2014...

Önceki gün bir televizyon kanalı, Ekmeleddin Bey’in, “lakap takmak kötü bir şeydir” açıklamasını döndürüp durdu...

Belki 50, belki 100 kere yayınladılar.

Konuşmasını yaparken sinirli görünüyordu Emsalettin Bey... Demek ki sinirlenebilirmiş, sesini yükseltebilirmiş. (Hemen belirteyim: Emsalettin Bey buluşu bana ait değil... Bu bir Devlet Bahçeli mamulatıdır... Ayrıca lakap değil, masum bir dil sürçmesidir. Hemen şarlamayınız.)

Ekmeleddin Bey’in açıklamasının mahut televizyon kanlınca bu kadar çok sevilmesinin nedenini anladınız tabii...

Maksat, Ekmeleddin Bey üzerinden, “Haşhaşin” diyen Erdoğan’a laf göndermek...

Lafı gönderdiniz, kendinizi bir güzel rahatlattınız da, neden “Haşhaşin” cürümünün yanına “Uzun” ve “Yezit”i ilave etmediniz?

Kaç gündür gazetelerinizde ve televizyonlarınızda “Hüseyin-Yezit” dilemmasına dayalı yorumlar okuyoruz...

Daha hafif bir cürüm mü bu?

Devletin gizliliğine sızıp bazı sırları faş eden kasetçi polisleri “Hazreti Hüseyin” diye taltif ediyorsunuz, bu duruma itiraz eden Başbakanı da “Yezit” yerine koyuyorsunuz. Oluyor mu? Yakışıyor mu? (Bir de beddua seanslarına konu olan “Uzun” var... Hani bir türlü ölüp gitmeyen adama taktığınız lakap... Bir rivayete göre, 29 günde bir Topkapı Sarayı’na gidip Kanuni Sultan Süleyman’ın “ölümsüzlük göyneğini” giyiyor ve bir türlü ölmüyor.)

İtiraz ediyor göründüğüme bakmayın, Ekmeleddin Bey’in “lakap takma” konusundaki açıklamasını ben de çok sevdim aslında...

Nasıl itiraz edilebilir ki?

Ekmeleddin Bey tartışmayı daha baştan kesiyor: “Lakap takmak kötü bir şeydir. Lakap takanlar da zalimin ta kendileridir. Bunu ben söylemiyorum, cenabı hak söylüyor...”

Hadi itiraz edin...

Ekmeleddin Bey, desteğin nereden geleceğini bildiği için (bir de “siyasetten anlamaz” diyorlardı), konuşmasının devamını “paralel örgüt soruşturmasına” ayırdı ve yüreklere su serpen açıklamalar yaptı...

Bunu da döndürüp döndürüp 100 kere yayınladılar...

Hoşlanmamış bu soruşturmadan Ekmeleddin Bey... Doğru şeyler yapılmıyormuş. Vatana hizmet eden polis şeflerinin, hiyerarşide daha alt basamakta bulunan başka polisler tarafından kelepçelenip götürülmesi hoş bir manzara oluşturmuyormuş.

Doğrudur...

Hoş bir manzara değil...

Benzeri bir manzarayı, hiyerarşide daha alt basamakta bulunan polislerce kelepçelenip götürülen o vatan evlatları oluşturmuştu...

Bir sürü kişiye kelepçe takmışlardı.

Sonra da usulsüz dinleme yapmakla, belge imal etmekle, masum kişilere hayali suçlar isnat etmekle, kurunun yanında yaşı yakmakla suçlanmışlardı.

Hoş değil elbette.

O zaman da hoş değildi, şimdi de hoş değil...

Fakat, ortada hoş olmayan başka manzaralar da var.

Deneyimsiz siyasetçi Ekmeleddin Bey, destek gelecek yeri gözeterek konuşuyor, “Bunu ben söylemiyorum, cenabı hak söylüyor” diyerek çok şahane “zalim” tanımlaması yapıyor, iyi ediyor da... Cenabı hak başka şeyler de söylüyor. Mesela, “Tecessüsü haramdır” diyor. Onu neden emsal almıyor Emsalettin Bey?

Binlerce insan dinlendi.

Binlerce insan tarassut altına alındı.

Ortalığa binlerce “tehdit-şantaj kaseti” sürüldü.

Ne devletin gizliliği kaldı, ne özel hayatın masuniyeti...

Buna getireceği bir açıklama var mı Emsalettin Bey’in?

Hedefte “Uzun” olduğu için normal mi kabul edeceğiz bütün bu çirkinlikleri?

Tecessüs suçunu meşru mu sayacağız?

Star