GÜNCEL

Adem Özköse : #Diren Türkiyem

Tarih
24 Temmuz 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Adem Özköse

24 Temmuz 2015

Gezi ve 6-7 Ekim isyanlarıyla, 17 Aralık Operasyonu ile başaramadıklarını Suruç’ta katlettikleri gençler üzerinden yeniden yapmaya çalışıyorlar. Uluslararası güçler bazen bir lideri veya iktidarı devirmek için bırakın 32 genci; binlerce genci feda ederler. Tıpkı başta Şili olmak üzere onlarca ülkede yaptıkları gibi. Şili’ye kadar uzanmaya da gerek yok aslında… ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Danışmanı Paul Henze, 12 Eylül Askeri Darbesi gerçekleştiğinde dönemin ABD Başkanı Jimy Carter’a büyük bir sevinçle “Bizim çocuklar başardı” demişti. Onların başarmasının bedeli olarak da sağcı, solcu ve İslamcı binlerce genç tıpkı Suruç’ta olduğu gibi katledildi.

Suruç’ta meydana gelen katliam ile aslında geçmişte Reyhanlı veya Öncüpınar’da gerçekleşen katliamlar arasında hiçbir fark yok. Katiller farklı örgüt ve ideolojilere mensup olsalar da arkalarındaki güçler ve amaçları aslında aynı… Bölgesel ve küresel politikalar geliştiren ve “one minute” çıkışıyla yeni bir dünyanın kapılarını aralamaya çalışan Türkiye, bir kez daha teslim alınmak, etkisiz hale getirilmek isteniyor. Yine ve yeniden bir iç savaş çıkarıp Türkiye’yi ateşe atmayı hedefliyorlar.
Soğuk Savaş dönemi sona erdiğinde NATO Genel Sekreteri Cleas, küresel sistemin önündeki tek tehdidin İslam olduğunu söylemişti. Birileri için de artık Yeni Türkiye’yi durdurmak, İslam dünyasının yürüyüşünü, dirilişini durdurmak anlamına geliyor. Bundan dolayı Morton Abramotiwz, Eric Edelman gibi isimler bir taraftan Erdoğan’ın devrilmesi için çağrılar yaparken diğer taraftan da yazılarında Erdoğan’ın devrilmesi için her yolun artık mubah olduğu tezini işliyorlar. Nedir acaba bu her türlü mubah yol? Tıpkı Suruç’ta olduğu gibi 32 gencin katledilmesi olmasın…
Türk Solu ve PKK ise, omuz omuza vermiş bir şekilde yine en iyi bildikleri şeyi yapıyorlar. Bol ajitasyonlu devrimci nutuklar, savaş kışkırtıcılığını maskelemek için kullanılan barış, kardeşlik, özgürlük naraları ve sonu gelmez yalanlar, iftiralar… Gezi ve 17 Aralık sürecinden hepimize son derece tanıdık gelen algı operasyonu, psikolojik harp şu anda da bütün şiddetiyle sürüyor. Bu; öyle iğrenç yöntemlerle yapılan bir algı operasyonu ki, örneğin IŞİD militanları, Erdoğan’ı dinden çıkmış bir mürted olarak görürken Erdoğan birden fanatik bir IŞİD’ciye, Türkiye de IŞİD’e destek veren bir ülkeye dönüşebiliyor. IŞİD’ciler, AK Parti veya HÜDA-PAR’a oy verenleri demokratik sistemde oy kullandıkları için kâfir ilan ederken, bu iki partinin kitlesi her ne hikmetse potansiyel IŞİD’ci olmakla suçlanıyor.
Peki Suruç’ta katledilen gençlerin katilleri, sizce sadece bu vahşi eylemi gerçekleştiren IŞİD militanları mı? Bence değil… Anne-babaların okusunlar diye üniversiteye gönderdikleri bu gençleri, hiçbirinin anne-babasının izni ve haberi olmadan bu ateşin içine atanların hiç mi suçu yok? Daha önce “Kobani’yi inşa edeceğiz, tiyatro etkinliği düzenleyeceğiz veya çocuklara oyuncak götüreceğiz” diye götürdüğünüz gençleri, Kobani’de nasıl bir MLKP veya YPG militanına çevirdiğinizi bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?
Vatanımız, milletimiz Suruç’ta yaşanan katliam üzerinden yeni bir saldırı, yeni bir kuşatma, yeni bir diz çöktürme operasyonuyla karşı karşıyadır. Hava da tam bir provokasyon havası. Fakat sağduyu ve dayanışmayla bu saldırıyı da alt edeceğimizden kimsenin en ufak bir ��üphesi olmasın. Şu an içimden bu asil mücadelede bir gönüldaş, yoldaş olarak gördüğüm hepinize şu şekilde seslenmek geçiyor: Diren Türkiyem, direnin gençler, diren sevgili halkım!… Sadece kendin için değil; Ümmet’in tüm mazlumları, sana ihtiyacı olan tüm ezilen kardeşlerimiz için diren…

Diriliş Postası

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;