Sesli Makale

24 Haziran’a kadar sürecek olan iktidar mücadelesi resmen başladı. Siyaset kazanında sular ısınıyor.
İlk aşamada gruplar ittifaklar oluşturup güçlerini birleştirme yoluna gitti. İlk olarak Ak Parti, MHP ve BBP “Cumhur İttifakı”nı oluşturdu. İkinci olarak da YSK’nın İyi Parti’ye seçime girme izni vermesine rağmen CHP’den 15 milletvekili partisinden istifa edip İP’ye geçiş yaparak ikinci ittifak kurulmuş oldu. SP’nin de bu ittifak içinde yeralması bekleniyor.
Şimdi diğer ittifakın adayı bekleniyor. O da belli olduktan sonra savaş tüm hızıyla başlayacak ve 24 Haziran’a kadar çok çetin mücadeleler yaşanacak.
Kırkpınar cazgırları gibi anlatayım. Bir tarafta 15 yılda, 5 genel, 3 yerel seçim, 3 referandum ve bir Cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle çıkan Ak Parti ve Oy oranı % 10 civarında gezen MHP.
Diğer yanda ise 1946 yılında tek başına iktidar olduktan sonra 14 genel seçimden birinden iktidar, 3'ünden koalisyon ortağı, 1 kez baraj altı, 8'inden anamuhalefet 1’ de muhalefet partisi olarak çıkan CHP ile seçimlere ilk kez girecek olan İyi Parti.
Bence son 3 seçimi inceleyerek önümüzdeki seçimler için sayısal bir fikir yürütebiliriz.
Matematik ve istatistik her zaman doğru sonuçlar vermeyebilir ama seçmen davranış ve hareketlerini ölçümlemenin tek yolu da bu.
7 Haziran 2015 seçimleri AK Parti’nin sandıktan birinci parti çıktığı ama tek başına iktidar olamadığı bir seçimdi. Ak Parti bu seçimlerde yüzde 40,87 oy oranını yakaladı.
Bu seçimde CHP 24,95, MHP ise 16.29 oy almıştı.
İşte asıl buraya dikkat.
Bu süreci hepimiz hatırlarız. Partilerin birbirleriyle yoğun bir şekilde koalisyon görüşmeleri yaptıkları bir dönemdi. Sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan koalisyon hükûmeti kurulamayınca ‘seçimlerin yenilenmesi’ kararını verdi ve aynı yıl ikinci kez sandık kuruldu. AK Parti, bu seçimde de yüzde 49,5 oy alarak sandıktan 11. defa ilk sırada çıkmayı başardı. CHP 25.32’de kalırken MHP’de 11.91 oy aldı.
Yani AK Parti 40.87’den 49.5’a neredeyse % 9 artış gösterirken, CHP, 24.95’den 25.32’ye yüzde 0.37 artış gösterdi. MHP ise 16.29’dan yüzde 4.38 düşüş göstererek yüzde 11.91’e düştü.
Bununla beraber HDP 13.1’i ken 10.8’e Saadet ise 2.1’den 0,7’ye düştü.
Sonuç olarak 7 Haziran’da Ak Parti’den başka partilere giden oylar 5 ay sonra geri döndü. İşte bu geri dönüş önümüzdeki seçimin de şifrelerini veriyor bize.
Bu geri dönüşü iyi okuyan partiler bence bu seçimin galibi olacaktır. Ne oldu da o dönemde insanlar bir seçimde girdikleri küçük maceradan ilk fırsatta vazgeçip genel gidişatın bozulmasını engellediler.
Acaba neden korktular, niye çekindiler?
Ekonominin, geçim savaşının sekteye uğramasından mı endişelendiler?
Bu geri dönüşün arkasında bazı siyasilere olan güvensizlik mi yatıyor?
Seçmenin, küçük kaprisler yaptıktan sonra aşığını kaybetmekten korkan nazlı kız gibi ilk seçimde geri dönmesindeki neden bunların hepsi belki de.
Şimdi de bence benzer bir durum yaşanıyor. Son yapılan referandum da AK Parti 51,4 oy oranı ile çok açık bir ara olmadan seçimi kazandı. Bu seçim de bence referandumun bir rövanşı 1 Kasım’ı olabilir.
İktidar partisi FETÖ, DAEŞ, PYD, PKK mücadelesinde yıprandı. Ekonomik veriler bir daralmayı işaret ediyor. Dış politikada ülke menfaatlerini ön planda tutan dış politika anlayışı bir çok devletle olan ilişkilerin bozulmasına yol açıyor.
Saysak daha bir çok eleştirilecek olumsuzluk bulabiliriz ama, Ak Parti’ninde dediği gibi en büyük şans alternatif olabilecek parti ve kişilerin yetersizlikleri yine seçmeni istese de istemese de aynı adrese yönlendiriyor. Bir çok seçmen sorunlar karşısında “Daha iyisi olabilseydi olurdu” diye düşününüyor.
Vatandaşın gündemiyle sosyal gündemi aynı değil. Anadolu’daki büyük oy kütleleri olaylara cafelerde, barlarda ülkeyi kurtaranlar gibi bakmıyorlar.
Maceraya atılmayı pek sevmeyen bir milletiz. Ak Partinin seçimleri kazandığı 2012 seçimleri öncesi kaos ve ekonomik kriz ortamı gibi kaybedilecek birşey olmadan tercihler değişmiyor.
Kaybedince bidon kafalı, makarnacı diye aşağılan halk maalesef cafe, barlarda ahkam kesen aydınlarımız gibi imkanlara sahip değil. Dişiyle tırnağıyla birşeyler yapmaya, geçinmeye çalışıyor. Bu nedenle elindekilerin gitmesini, düzeninin bozulmasını istemiyor.
İşte bu yüzden bu seçimler hesap ve kitabın en çok yapıldığı bir seçim olacak. İnsanlar seçimde söylenenlere inanın kulak asmıyor. Kimse kimseyi dinlemiyor. Buradan bazen milliyetçi, bazen dindar, bazen Atatürkçü, bazen devrimci kılığında sosyal medyada yaygara yapan malum güruha da seslenmiş olayım. İnanın kimse sizin bu yazdıklarınızı benim bu yazdıklarımı kendi görüşleri doğrultusunda değilse kaale almıyor. Sosyal medyada işittiğiniz küfürden başka kârınız yoktur.
Herkes ilerisini düşünüyor. Liderleri kıyaslıyor, parti içi uyuma bakıyor, dış politikaya bakış açısına dikkat ediyor. Uzun sözün kısası lafa değil icraata bakıyor.
Bakmayın her gün çıkan anketlere, kamuoyu araştırmalarına seçmen seçimden sonra olacakları hesaplıyor. Kurulan ittifakların hangisi sunni, hangisi uzun ömürlü, hangisi iş yapar bunları hesaplıyor.
İnanın bu vatandaş bu ülkeyi bir çok sözüm ona aydından, entellektüelden daha çok düşünüp seviyor.
Ve Türk insanı asla kaybetmeyi sevmiyor.
İbretle seyretmeye devam edeceğim.

Ajanshaber.com
23 Nisan 2018