SİYASET

Abdurrahman Erzurum : En çok korktukları o iki kelime...

Tarih
15 Ocak 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Abdurrahman Erzurum

Millet olarak karakteristik özelliğimizden midir, beceriksizliğimizden mi bilmem ama pek alengirli işleri sevmeyiz.

Yıllardır sadece olayların hep görünen yüzlerine bakarız, bizim madalyonlarımız hep tek yüzlüdür. Arkası yoktur.

Ülke insanı olarak, Türkiye’de isteyen devletin istediği operasyonu yaptığı ve ardından istediği devlete veya örgüte yıkabildiği, kimsenin ama kimsenin olayların görünen yüzünden ötesini bilmediği, hatta sorgulamadığı bir yapıya sahibiz. Peki, biz bu döneme nasıl son verdik biliyor musunuz?

Ülkemizin eğitim seviyesinin artması desem tablo ortada, gülersiniz. Fikir, düşünce ve ideolojik gazete ve dergilerin artması desem bu sefer gülmekten katılırsınız.

Hayır, her ikisi de değil, bizim milli uyanışımız bir televizyon dizisi ile oldu. 10 yılı aşkın bir süredir devam eden bir dizi, bize bilmediğimiz kavramları öğretti. İlk kez bu millet bir ülkenin başka bir ülkede operasyon yaptığını, o ülkede siyaset, finans ve basın olmak üzere birçok dalda kendisine bağlı elemanları olduğunu öğrendi. Mason, İlluminati, Tapınakçı terimleri ile tanıştı.

Artık kahvede, berberlerde “Bunların hepsini asacaksın, hepsini keseceksin” diye çözümler üreten bir milletten 10 yılda “Bu işlerin arkasında hep Amerika var, Ah şu Tapınakçılar ah” diyen bir dış politika uzmanı millet oluşturuldu.

Bunun neresi kötü diyeceksiniz, elbette bilinçlenmek güzel şey, ama bu bilgi bizi düşmanı olduğundan büyük görmeye ve bu savaşın asla kazanılamayacağı düşüncesine iterse o kötü işte.

Geçmişi 2000 yıl öncesine dayanan ve çeşitli devlet tecrübeleri yaşayan milletimiz tarihte çeşitli defalar yaşadığı bir kırılma noktası aşamasını yaşıyor.  Daha önce defalarca başardığı gibi yine kabuğunu kırmaya çalışıyor, Afrika’da, Asya’da Avrupa’da varlığını geliştirmeye çalışıyor.

Bu bölgelerde olmamızı istemeyenler de tabi ki boş durmuyorlar. Bunun en son örneğini de geçtiğimiz Salı günü yaşadık. İstanbul’un en çok turist bulunan dünyaca ünlü bir turistik merkezinde bir canlı bomba turistlerin arasına dalarak 10 masum insanın ölmesine, 15 kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Ölenlerin hepsi Almanya vatandaşıydı ve olay Alman Çeşmesi yakınlarında gerçekleşti. Olayın ardından herkes fikirlerini söyledi. Bu olay tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarılıncaya kadar herkesin söylediği birer varsayımdan ibarettir.- “Abi Karahanlı’da Dikilitaş’ta öldürülmüştü, bu işi yapsa yapsa tapınakçılar yapmıştır” sözü de, televizyonlarda analizler yapan dış politika uzmanlarımızın “Bu işde Almanlara bir mesaj verilmeye çalışılmıştır” sözleri de…

Bu iş belki de bomba patlatmak için turist olsun da kim olursa olsun diyen bir kişinin en çok turisti yakaladığı Dikilitaş çevresinde bombayı patlatması gibi basit şekilde gerçekleşmiş olabilir.

Belki de günlerdir tartışıldığı ve söylendiği gibi, Alman Çeşmesi yakınlarında olması, ölenlerin hep Alman olması, Dikilitaş’ın orada olması hep planlı, ilgili ülkelere çeşitli mesajlar veren karmaşık bir üst akıl işi de olabilir.

Bu olayı sadece DAEŞ örgütü planlayıp icra etmiş olabilir veya olayın arkasında şu anda çevremizde bulunan ve bir ah dememiz için neler feda edecek ülkelerde olabilir.

Benim söyleyeceklerim bunlar değil; Ben olayın burasında değilim. Olayın bizce düşünülmesi ve üzerinde çalışılması gereken yönü bu değildir.

Olayın sebepleri ve sonuçları açısından mesaj neyi değiştirir. Bu saldırıyı kim gerçekleştirirse gerçekleştirsin hedefi aynı değil midir? Bellidir, hedef şu anda uygulanan iç ve dış politikalardır. Bu politikaları uygulayanlardır.

Dünyadaki tüm örgütlerin hedefi ve yöntemi aynıdır. Sayıca ve imkanlar bakımından oldukça zayıf olduğu devlete karşı mücadele ederken, en az zararla en büyük faydayı sağlamayı amaçlar. Ülkede kaos, korku duygusu oluşturarak, ekonomik hedefleri vurup normal vatandaşların, sanayicilerin ülkeyi yönetenlere baskı yapmasını, hatta daha da ileri giderek değiştirmesini ve beğenmedikleri politikaların değişmesini isterler.

Terörle mücadele edebilmek için önemli olan mesajı anlamak değil, o mesajı vereni bulmak ve ona bunun hesabını sorabilmektir. Bu mesajlardan gidip de bulmaca çözer gibi yapanı bulmaya kalkmak ise ayrı bir acemilik ürünüdür. Eğer devlet olarak ülkemize yapılan eylemi, istihbari kaynaklarımızla tespit edemiyor da mesaja bakarak yer seçimine bakarak anlamaya çalışıyorsak işimiz çoktan bitmiş demektir.

Öyleyse eylemi yapanın mesajı bizim için hiç önemli değildir. Onun bize varsa anlatmak istediği hiçbir şeyi bilmek ve ona göre önlem almak durumunda değiliz. Ona göre bir şeyleri değiştirmek zorunda değiliz.

Yapmamız gereken devleti ile milleti ile “Sen belki biz ne kadar güvenlik önlemi alırsak alalım, böyle bir şeyi başarabilirsin ama asla bize bu yolla bir şey anlatamazsın, bizi yolumuzdan döndüremezsin, bu yolla amacına ulaşamazsın.” Diyerek dik duruşumuzu göstermeliyiz.

Eğer bu yolla hükümeti zor durumda bırakmaya çalışıyorsan,  hiç umutlanma, Yaşanan her olumsuzlukta her olayda, birlik ve beraberlik duygusunu; içinde, ailesinde, partisinde hiç tatmamış bu muhalefet partilerinin bunu yıllardır yaptığını ama başaramadığını söylemeliyiz. Bu gizli güçlere, daha olayın arkasından 2 saat geçmeden hükümetin suçlanmasının çare olmadığını göstermeliyiz.

Halk artık şaka bir yana birçok konuda çok fazla bilinçlendi. Bu terör örgütlerinin paravan olduğunu, para karşılığında her türlü eylemi yaptıklarını biliyor. Hangi ülkelerin, Suriye’de, Irak’ta neyin peşinde olduğunu biliyor. Bugün bu saldırıyı planlayan ve destekleyen ülkeler ile anlaşıp onların istediklerini yapsak, diğer ülkeler için hedef olup yine aynı kişilere bu tür eylemlerin yaptırılacağını biliyor.

Sonuç olarak terörden mesaj alınmaz, teröriste mesaj verilir. Bu coğrafyada yaşayabilmek istiyorsak herkesin adalet ve mutluluk içinde yaşaması gerekir, bu iş için elimden geleni yapacağım diyorsak her şeye hazırlıklı ve dayanıklı olmak zorundayız.

Bunun da yegane yolu birlik ve beraberliktir. Bu coğrafya da kötülerin en çok korktuğu ve pişman oldukları sihirli kelime budur. Birlik ve beraberlik.

Ajanashaber.com
15 Ocak 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;