SİYASET

Abdurrahman Erzurum : “Bizden olanlar” ve “diğerleri”

Tarih
12 Nisan 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Abdurrahman Erzurum

Bu ülkede bazılarına göre her şey ikiye ayrılır: “Bizden olanlar”  ve “diğerleri”

Bizden olan her zaman iyidir.  İyi hakimler, iyi akademisyenler, iyi sanatçılar ve daha neler neler… Suçluların bile bu tasnife tabi olduğu bu ülkede darbelerin bile iyisi vardır, kötüsü vardır.

Doğruya her ne şart altında olursa olsun doğru diyemeyen bu çarpık zihniyete göre her iyilik ve güzellik kendilerine aittir.

Kendilerine herhangi bir konuda haksız bir uygulama yapılsa, onu hemen gökyüzüne taşırlar. Bu bir zulümdür, baskıdır, işkencedir. “Sonra başladı mı baskılar bizi susturamaz” onları kimse durduramaz.

Ama kendisi gibi düşünmeyenlere bir yanlış uygulama olursa hemen savunmaya geçerler. Yıllardır devleti yıkmayı planlayan bu güçler bakarsın kanunlar, yasalar demeye başlar.

Dedik ya darbenin bile iyisi vardır bu zihniyettekilere göre. Mesela dindarları hedef alan 28 Şubat iyidir. Yapılması zorunluluk durumuna gelmiş bir darbedir. Hatta her sene 28 Şubat tarihinde yine yapılmalıdır.

Bu insanlara göre devletin suçlu bulup cezalandırdığı kişiler de farklıdır. Mahir Çayanlar, Deniz Gezmişler asılmaması gereken masum birer gençtirler. Ama idam edilen 9 ülkücü onlar için hiçbir anlam ifade etmemektedir.

12 Eylül sonra 1402 sayılı yasa ile işten atılan 3 bin 854öğretmen ve 120 öğretim üyesi mağdur, 28 Şubat sürecinde görevine son verilen 3 bin 527 kişi ise haksızdır. Devletin kanunlarına karşı çıkmışlardır. Kılık kıyafet yönetmeliği diye bir şey vardır.  Buna uyulması gereklidir.

Bu ülkede birde iyi gazeteciler vardır, birde diğerleri. İyi gazetecilerin başına bir şey gelirse herkes ayaklanır. Cezaevine düşecek olurlarsa, Sivil toplum kuruluşlarından, partilere kadar herkes desteğe gelir. Hatta yeterli görmezlerse başka ülkelerden konsoloslar bile size arka çıkar.

Bu ülkede Can Dündar, Erdem Gül iyi gazetecidir. Onlar basına vurulmak istenen zinciri kırmak isteyen basın kahramanlarıdır. Onlar iyi yazalardır. Basın özgürdür susturulamaz. Ama Salih Mirzaoğlu, Tayyar Tercan adlı yazar ve gazeteciler ise suçludurlar. Bunlar kanunları çiğnemiştir.

Kimse bu insanlar için kılını kıpırdatmaz. İmza kampanyaları yapılmaz, boy boy haberleri yapılmaz. Hiçbir partili ziyaretlerine gelmez. Mahkemelerine bırakın başka ülkelerin konsoloslarını, akrabaları bile tacizlerden korkup gelemez.

İşte bu yüzden de bu ülkeye adalet gelemez, basın özgür olamaz. Aynı olaya maruz kalan iki farklı görüşteki kişiye de aynı oranda sahip çıkmadıkça bizden ne köy olur ne kasaba.

Bu ülkenin gerçek aydınlarına sesleniyorum. Her şeye tek taraflı bakmayın. Diğer mağdurların da sizinkiler kadar hakları olduğunu unutmayın.

Mesela Tercan ile başlayabilirsiniz. Arandığını duyunca kendisi 1 günlük evliyken teslim olan ve 9 yıl hapis yatan bu gazetecinin adını belki de ilk kez duyuyorsunuzdur. Bu kişi işkencelerle, avukatsız zorlar suçları kabul ettirilmiş bir kişi. Cezasını masumken çekmiş ama hala başındaki davalar bitmiyor.

Bu kişi şimdi sizden affedilmek falan istemiyor. Emin Pazarcıköşe yazısında, eski Cumhurbaşkanı Sezer döneminde 260 mahkumun affedildiğini ve affedilenlerin de neredeyse tamamına yakınının DHKP-C, Dev-Sol, PKK, THKP/ML ve TİKKO gibi örgütlere mensup olduklarını hepimiz hatırlıyoruz.

Tercan şimdi bu şekilde affedilmek istemiyor. Gerçek deliller ve hukuki yöntemlerle yeniden yargılanmak istiyor.

Hadi bakalım değerli aydınlarımız işte size bir samimiyet testi.. Çıkıp bir iki kelam edin de bu kardeşimiz için, sizin gerçekten ağzınızdan çıkanlara yürekten inandığınıza bizde görelim.

Ajanshaber
12 Nisan 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;