SİYASET

Abdurrahman Dilipak : Görevden almalar, gözaltı ve tutuklamalar

Tarih
07 Eylül 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Abdurrahman Dilipak

Temizlik yapanlar temiz değillerse temizlik dedikleri şey temizlik değildir..

Birileri içlerini temizlemek konusunda pek istekli değil. Yerel yönetimler ve siyasi kadrolar bu konuda başı çekiyor.

Bu iş tek başına yargıya ve polise emanet edilemeyecek kadar ciddi bir iştir.

Basın şöyle böyle, ama STK’lar, meslek kuruluşları, vakıf, dernek, sendikalar bu konuda isteksiz. İş dünyası da öyle.

Hâlâ birileri göz ucu ile ne olacak diye bekliyor. ABD, İsrail, İngiltere, Vatikan’ın yenilmesini, yenilmiş olabileceğini, pes edebileceğini kabullenemiyor. Gülen’in arkasında onlar varsa, bunların yeni bir hamleyle süreci tersine çevirmesinden korkuyorlar.

En çok sorulan şu: Erdoğan sonrası ne olacak?

Bana kalırsa hâlâ bir takım kriptolar, işbirlikçiler, tehdit ve şantaj altında mankurtlaştırılanlar ve uyuyan hücreler beklemeye devam ediyorlar.. Durumdan vazife çıkartmak için her fırsatı değerlendirecekler.. Yani pes etmiş değiller.. Deşifre oldular, çok ağır bir yara aldılar, toparlanmaları çok zor, ama unutmayalım ki, teslim olmuş değiller. ABD de onun için olsa gerek Gülen’i teslim etmiyor.

Bir çok ülkede örgütün kurumları ve kadroları faaliyetlerini sürdürüyor..

Kadrolardaki boşalma yönetimde zaaf oluşturacak dediler olmadı.. AK Parti içinde sorun çıkmadı. Yıldırım kabinesi başarılı. Ekonomik dengeler sağlam, terörle mücadele başarı ile devam ediyor. Toplumsal barış açısından sorun yok.

Yani birilerinin mevcut durumu iktidar aleyhine kullanmaları için negatif bir ortam yok. Aksine halk meseleye sahip çıktı, hassasiyetini koruyor..

Şimdi hükümetten beklenen yanlışlıkla ya da bir kumpas sonucu, kripto birileri ya da fırsattan istifade kendilerine alan açmaya çalışan grupların sebep oldukları yanlışlıkların bir an evvel düzeltilmesi gerekir..

Bazıları, görevden almadan birilerinin özlük haklarını garanti altına almak için istifa mekanizması işletiyor. Bazıları da, haksız bir şekilde iftira sonucu görevden aldıkları kişinin geri dönüşünü engellemek için geriye dönük istifa ve emeklilik işlemleri için muhataplarına baskı yapıyorlar..

Bakın kesinlikle haksız bir şekilde kasten görevden alınanlar ve suçlananlar işin peşini bırakmamalı, buna sebep olanları ortaya çıkartıp cezalandırılmasını sağlamalıdır. Hatta uğradıkları hak kaybından dolayı sorumluların şahıslarına yönelik tazminat davaları açmalıdırlar.. Eğer kasıt varsa mutlaka cezalandırılmalı. İktidar itirazların hızla çözümlenmesi için yeminli mali müşavirlik gibi, avukatlardan oluşan muhakkik kurulları oluşturulabilir ve bu tahkikat raporları da yargısal denetime ve Adalet Bakanlığı’nın denetimine açık olabilir..

Yargılama sürecinin dünyaya ve halka zamanında doğru şekilde duyurulması da önemli.. İddianamelerin hazırlanmasında da gereken özenin gösterilmesi gerekiyor.. Bu konuda savcılıklara hem daha fazla imkan sağlanması, hem de bilgisayar imkanlarının artırılması gerek..

Hükümet iyi niyetli ve gayretli. Ama bütün bunlar sorunun çözümü için yeterli değil. Toplumun da duyarlı, sabırlı olması ve dedikodulara hemen inanılması ya da abartılı söylentilerin yayılmasına aracılık etmemesi gerekir..

Hükümet çevrelerinin açıklamasına göre, kurumlara yapılan ihbarlar değerlendiriliyor ve belli kriterlere göre listeler oluşturuluyor.. Bazı kriterler söz konusu. Gözaltına alınan kişilerin ifadeleri, gizli tanıklar ve itirafların verdiği bilgiler, istihbarat raporları, aramalarda ele geçen bilgi ve belgeler de incelendikten sonra işlem yapılıyor. Ama yine de ciddi hatalar olmuyor değil. Ama adam yemin billah ederek görevden alınanların onda dokuzu yanlış diyorsa bu da ciddiye alınmamalı.. Tasfiyeler sırasında suça bulaşmamış ve örgütle organik bağı olmayan kişilerin zarar gördüğü anlaşılırsa hata düzeltiliyor/düzeltilmeli. Ama bu işler de hızlı olmuyor. Bu işlerde torpil de oluyor/olmamalı.. 17/25 Aralık bu konuda milat olarak alınıyor. 15 Temmuz tam tarihi baz alınıyor. Hatta 15 Temmuzda saat bile önemli.  

Örgüt üyesi olmak, yardım ve yataklık yapmak kapsamında, 17/25 Aralık’tan sonra Bank Asya ve Paralel Yapı’nın diğer şirketlerine parasal katkı sağlamak, FETÖ’nün sendikaları ve derneklerinde yönetici veya üye olmak, ByLock ve benzeri özel şifreli yazışma programını kullanmak, Kimse Yok Mu Derneği’ne bağışta bulunmak, Emniyet ve MİT ve MASAK raporlarının olması, kapsamlı sosyal medya taraması, örgütün sivil toplum kuruluşları adı altında sohbet ve toplantılarına katılmak, doğal akış dışında kısa sürede terfi etmiş veya özel görevlere getirilmiş olmak, örgüte ‘himmet’ adı altında para aktarmak, güvenilir ihbarlar, ifade ve itiraflar bulunması, takip ettikleri sitelerin incelemesinden elde edilen sonuçlar, FETÖ üyesi şirketlerin normal olmayan işlemlerini yapmak, koruyup kollamak, yargıda ve emniyette örgüt lehine hareket ettiği tespit edilen kişiler arasında yer almak, Paralel Yapı’nın ev ve yurtlarında kalanların sonraki yıllarda gösterdiği davranışlar, işyerinde diğer çalışanlardan, tanıyan kişilerden elde edilen bilgiler. Örgütün gazete, dergi aboneliği ve çocuğunu okullarına göndermeyi 17/25 Aralık’tan sonra sürdürmek.

Zor bir zamanda yaşıyoruz. Hepimizin dikkatli olması gerek. Hepimiz hata yapabiliriz. İçeriden bakanların ve dışarıdan bakanların bilgileri eksiktir. Gerçeği anlamak için tearüf etmemiz gerek. Bunun için de istişare ve şura gerekli.

Bakın, bir darbeyi savdık. Malum çevrelerin yeni hamlelerine karşı dikkatli olmak zorundayız. Birliğimizi korumamız gerekiyor. Söylentilere kanmamamız gerekiyor.

Acele etmeyelim, geç de kalmayalım. Öfke kontrolü şart. Ve tabi, hüsrana uğramamak için en başta sabır. İman edenler için amel-i salih ve sabır, sabır, sabır. Selam ve dua ile..

YeniAkit
7 Eylül 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • nizam

    11 Eylül 2016 10:22
    0 0
    Ya, evinde oturup, darbeyi beceremedik, kainat imamı mehdiyi üzdük, diye ağlayan dövünen, yedikleri darbenin hazımsızlığını kine dönüştürüp lanetler okumaya devam eden, daha fazlasını yapmak için komut bekleyen fetö bağımlılarını ne yapacağız.Bu gerçeklere şahit olarak yaşayanlarımızı dinlemeden yorum yapmak çok samimi olmaz.Gizlenme etiketi, biraz masumlaştırma sayılır.Gizlenme etiketi, olsa olsa ak parti iktidarından önceki siyasi dönemler için geçerlidir.O zamanlar her islami yapı gizlenmek zorunda bırakılıyordu.Bu günkü gerçeği aynı gözlükle izleyemeyiz.Dini, örtü olarak kullanmayı çok iyi becermiş, dizaynı ve kontrolü tamamen üst akla ait, eşi benzeri daha önce görülmemiş, dünya menfaatleri üzerinden beslenen, tabilerini en üst derecede semirtmiş, azdırmış, emre amade hale getirmiş, üstelik münafıklığı bir din haline getirmiş organizasyonu, haksızlık görmek korkusu nedeniyle gizlenenler sınıfında göremeyiz.Artı, bundan sonra hiçbir şeyin aynı olmayacağını, asla eski refah ve kutsanmışlık rahatlığını yaşayamayacağını bilen zombiler, bize yar olmayanı kimseye yar etmeyiz, fırsatını kollar, feda oluruz, kini ile perde aralığından sahneyi seyretmektedir.Ben saf değilim, onları anlayabilen bir şeytana da sahibim.iğne deliğinden ikinci kez geçmeye de niyetim yok.Geçene de yuh olsun, geçirmeye çalışan varsa ona da.Bu sapmış kitleden, bu saatten sonra ne kendilerine , nede millet ve vatana zerre fayda gelmiyeceğine o kadar eminim ki.Bu ihanet, üzerine daha bir maya tutmaz.Hikmeti mi, çün ki, ezelden bu yapıya meyl edenlerin temel vasıfları, gurur, kibir, riya, hırstır.Her nefis karakterine uygun olan yola meyl eder.Dünya da bu kadar fraksiyon, meşreb, felsefe varken, bu tercihin alalade olduğunu hiçbir irfan sahibi söyleyemez.Başından beri seyr ettiğim hikmet, kendini yüceltmek için, her türlü sebepten alacağı enerjiyi kullanabilecek karakterde insanların, bu yapı içinde toplanıyor olmasıdır.Samimi ve fakat, dünya menfaati sunmayan o kadar yol vardır ki, bunlar tercih edilmemiş, hesaplı olan tercih edilmiştir.Biliriz ki, her tercihin dünya ve ahiret bedeli ödenecektir.Sapık ve menfaatperes yol, peşin lezzetlere tav olanların işini kolaylaştırmıştır.İslam etiketli mafya oluşmuştur.Allahın mermerini elli yıl işleseniz, dünya harikası heykel yaparsınız.Ortaya çıkan insanların bu halde olmasına neden hayret ediyoruz ki.Kişilerin vicdani rahatsızlıklarını yok edecek fetvalar ve algı yönlendirmeleri yaparsanız, hırslarının önündeki son engeli de kaldırılmış, onları sınırsız gayyalara göndermiş olursunuz.Teknik budur.Sonuçta, hitler ordusunun bir benzeri ortaya çıkmıştır.Süper güçlerin, adı süper güç olsa ne yazar, olmasa ne yazar.Süper güç, bir gerçektir.Bilim ve birikimleri her boyutta kullanabilen, uygulamaya koyabilen güçtür.Proje, bir lafmıdır.Değildir ve dünyanın doksan dokuzu bunlardan bi haberdir.Ahiretin hası, havası varsa, dünyanın da vardır.Bu ilahi dengedir.İlm rağbet edene hizmet eder.Biz ahmaklığımızla sevinip, eğlenip, avunup, vehmi payelerimiz ile zevk makamlarının perdelerinde uçuşup duralım.İlahi isimler, kapısında enerji sarf edenlere hizmet etmeye devam ediyor.Kafir münafık ayırmıyor.Kısaca Rahman dedik. Evet, merhamet etmeme karakterinde devam edene, merhamet edilmez diyorum. Sadece şu ayrıntı ilave, sapıtanlar biz isek, kendimize de merhamet etmeyelim. Sapkınlığımız ve gafletimiz derecesinde, bedelinin mutlaka ödenecek olması hikmetini hazm edelim. Bu dünya da ödersek, şeriatın kestiği parmak olur ve bedeli dünya hesabında inşallah kısmen de olsa kapanabilir. Bu alemde bedeli ödememiş isek, hiç sevinmeyelim, ki mümin olduğumuz zannı zora girmesin...derim.... Hayat tercihlerden ve bedellerden ibarettir.Olan hiç bir oluş, asla boş yere değildir.İşte buna ilahi adalet ve hikmet denir.... Aklı olan, defterini muhasebe eder, insaf eder, itirafını şu devlete, artı, İLAHİ DEVLETE sunar.Bedelindeki zorlukları hazm eder.Allah da Devlet de, Millet de, insafa intibaha gelir İnşallah af eder. Yok efendim, ben de hata yok isyan yok günah yok, israrı varsa, yol gayya, dipsiz, in inebildiğin kadar, son nefese kadar inme devam eder. Kendimden, başkasına kadar, tüm insanlara, Varsa dünya da ahlakı şablon kabul edilecek bir insan o da Allahın sevgilisi Ahmed dir. Her zaman ve zemin kıyamete dek en güzel gerçek budur.Seni zora sokan aynayı, AŞKIN olsa AT derim. Sonra Allah ve Peygamberini yeniden keşfet.Tevbeyi nasuh et.Yeniden gel kapıya. Yeni ve muhteşem tek ayna sav ile tara saçlarını, gözlerinin içine bak, kalbine bak. Abdest al tekrar, yıkan, kokulan, barış kendin ile ve benimle.. Deki, ya rab, sen bize gereksiz yük yüklemeyeceğini vaad etmiştin, ve fakat, ben kendi hırslarım ile üzerime yüklediğim yüklerin altında boğuluyorum. Gün ve gecelerim, iradi tercihlerimdeki haddi aşmalarımın bedellerini ödemekle geçiyor. Ben aciz düştüm, çok kesif duygu ve durumlar arasında kayboldum. Sen imdat etmez isen, iki cihan karanlık olur. la ilahe illa ente, sübhanek inni küntü minezzalimin. Ben haddimi aşanlardan oldum, inandım ki, insanların ve kainatın sahibi, takip edicisi, rızıklandırıcısı sensin. Senden izinsiz zerre kıpırdamaz.Kendimi sana ortak yapmaktan utanıyorum, özür diliyorum. Şimdi ben, tüm kuvvet ve iktidarı sana teslim ediyorum.Allahü la üşrikü bihi şey e. Beni razı olunana yönlendir.Gözlerimi açık tut.Bırakma.Özlediğim habibinin ahlakıdır.Nasip et. Ya erhamer rahimin, irhamna...Amin...İ.E.
  • Mustafa ciftci

    07 Eylül 2016 23:37
    1 0
    Sayın dilipak. Miladi 17- 25 aralık-2007 olarak belirlemek; sonraki yıllarda fatih üniversitesine öğrenci yerleştiren ösym yi terörist kazandıran kurum yapacağı gibi, bank asya ya fatura yatıran emekliyi de yardim ve yataklık eden kişi haline getirir. Böyle bir durumda da bazı haber sitelerinin haber yaptığı yelpaze sallayan kişiyi sorgular hale geliriz. Bu seferde 96 da bankasını açanlar da sorgulanır.
  • Mustafa ciftci

    07 Eylül 2016 23:32
    0 0
    Sayın dilipak, miladı 17-25 aralık koymak ; sonrasında fatih üniversitesine öğrenci yerleştiren ösym yi, terörist gruba üye kazandıran kurum yapacağı gibi bank asya ya fatura yatiranlar o da destekçi yapar.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;