SİYASET

Abdulkadir Selvi : Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesinin perde arkası

Tarih
31 Aralık 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Abdulkadir Selvi

Öncelikle Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu'nu tebrik etmek gerekiyor.
Toplumun diyaloğa en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde bir araya gelip ülke sorunlarını görüştükleri için.
Başbakan önümüzdeki hafta da Bahçeli ile bir araya gelecek.
Selahattin Demirtaş ise “Hendek” kazmakla meşgul olduğu için fotoğraf karesine giremeyecek.
Davutoğlu-Bahçeli görüşmesinden sonra Başbakan ile Kılıçdaroğlu bir kez daha bir araya gelecekler. Bu kez Kılıçdaroğlu, ziyaret edecek.

İki liderin görüşmesinde 4 madde üzerinde ilerleme sağlandı. Görüşme tam zamanında başladı. 45 dakika olmuştu ki, görüşmenin bittiği haberi geldi. Haliyle bir burukluk oluştu. Bu haberin doğru olmadığı öğrenilince, herkes derin bir nefes aldı. Görüşme uzadıkça moraller yükseldi. HDP'yi ziyarette iplerin kopmasına, Sırrı Süreyya Önder'in, ”Kaçak çay içer gider” sözü neden olmuştu. O nedenle CHP'yi ziyaretlerinde ne içtikleri önem kazandı. Görüşmede çay ve tarçın içildi.

Görüşmeden sonra Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan ile Başbakan'la görüştük. İyi gözüküyordu. Morali yerindeydi. Bize, ”Yukarıda açıklama yapılıyor, kaçırıyorsunuz” diye takıldı.

Şimdi gelelim 4 maddeye.

1-Anayasa:
Görüşmenin ağırlığını yeni Anayasa konusu oluşturuyor. Uzlaşma Komisyonu teklifi Başbakan'dan geliyor, Kılıçdaroğlu itirazsız kabul ediyor. Eğer MHP lideri Devlet Bahçeli de kabul ederse, görevi Meclis Başkanı İsmail Kahraman üstlenecek. Meclis Başkanı, HDP'yi de davet ederek, uzlaşma komisyonunu kuracak.

2-Meclis İç Tüzüğü:
AK Parti Meclisi daha hızlı ve verimli çalıştırmak istiyor. Ama bunu muhalefetle uzlaşarak yapmayı tercih ediyor.
Cemil Çiçek'in Meclis Başkanı olduğu dönemde kurulan İç Tüzük Komisyonunda sadece 6 madde üzerinde anlaşma sağlanamamıştı. İki lider üzerinde anlaşma sağlanamayan 6 maddeyi sonuca bağlamak üzere bir komisyon kurulması konusunda anlaşmaya vardı.

3-AB Uyum yasaları:
Sıra AB'ye uyum yasalarına gelince Kılıçdaroğlu çok net konuşuyor. ”AB'ye uyum yasalarına tam destek vereceğiz” diyor. CHP'nin desteği burada çok önemli. Sadece vize muafiyetiyle ilgili yasa 70 maddeden oluşuyor, ayrıca hem İçişleri hem Dışişleri Bakanlığını ilgilendiriyor.

Kılıçdaroğlu'nun pozitif yaklaşımı görüşmede olumlu bir havanın esmesine neden oluyor. CHP lideri bununla da yetinmiyor. ”Diğer fasıllarında açılması durumunda yapılacak olan yasal düzenlemelere destek vereceğiz” diyor. CHP, AB'ye uyum yasalarında güçlü bir destek ve açık bir çek veriyor.

4-12 Eylül yasaları:
1982 Anayasası için, “12 Eylül darbe Anayasası” dedik, ama bir türlü darbenin izlerini silen sivil bir Anayasa yapamadık. Türk siyaseti bu konuda sınıfta kaldı. Yeni Anayasa için uzlaşma komisyonu kurulması kararı alınıp yeniden bir başlangıç yapılırken, iki liderin görüşmesinde, 12 Eylül yasalarının hukuk sistemimizden temizlenmesi yönünde çok önemli bir karar alınıyor.

Kılıçdaroğlu, 12 Eylül hukukunun ayıklanmasını gündeme getirince Başbakan Davutoğlu bir öneride bulunuyor. ”Sayın Efkan Ala'nın Başbakanlık müsteşarlığı döneminde başlayıp, Sayın Bekir Bozdağ'ın ilk Adalet Bakanı olduğu dönemde tekemmül ettirdiğimiz bir dosya var. 12 Eylül hukukunu içeren kapsamlı bir dosya. Arzu ederseniz bunu size sunabiliriz” diyor. Kılıçdaroğlu,

Memnuniyetle incelemek isteriz. Biz bu konuda bir komisyon kuracağız. Bu dosyayı arkadaşlarımız inceler” karşılığını veriyor. İki parti iki ayrı komisyon kuracak. Sonra tespitlerini bir araya getirip, 12 Eylül hukukunun ayıklanması için işbirliği yapacak.

Kılıçdaroğlu görüşmede iki konuyu da gündeme getiriyor. Biri ODTÜ'yle ilgili tartışma. ”Münferit bir olaydan dolayı ODTÜ'ye yüklenilmesini doğru bulmuyorum” diyor. Başbakan ise olayı inceleteceği karşılığını veriyor.
İkinci konu ise tutuklu gazeteciler konusu. Kılıçdaroğlu, Can Dündar ve Erdem Gül'ün ismini zikrettikten sonra ”32 gazeteci tutuklu” diyor. Gazetecilerin tutuklanmaması yönünde bir yasal düzenleme yapılmasını istiyor.

Başbakan, tutukluluğun değil, tutuksuz yargılamanın esas olması gerektiği ilkesini hatırlatıyor ama 32 gazetecinin tutuklu bulunduğu tezine itiraz ediyor. ”Bunlar gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklanmış değiller” diyor. Cumhuriyet Gazetesinin Ankara Temsilcisi Erdem Gül yakından tanıdığım bir gazeteci. Erdem Gül, 28 Şubat sürecinde Refahyol hükümeti ve Erbakan hakkında en dürüst haberleri yapan bir gazeteciydi. MİT tırları operasyonunda Tümgeneral İbrahim Aydın tahliye oluyor, ama haber yapan Erdem Gül tutuklu. Bu olmaz. Erdem Gül ne casus ne paralelci. Gazetecilikten başka bir mesleği olmayan dürüst bir insandır.
Gelelim görüşmenin en can alıcı noktasına.

2.5 saatlik görüşmenin ağırlık noktasını Başkanlık sistemi oluşturuyor. İki lider tam yarım saat Başkanlık Sistemini konuşuyorlar.
Başbakan görüşmeden sonra kurmaylarına, ”Spesifik olarak üzerinde en çok konuştuğumuz madde, Başkanlık sistemiydi” diyor.

Kılıçdaroğlu, güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyor.
Başbakan ise parlamenter sistemin eksiklikleri üzerinden Başkanlık sistemini anlatıyor.

Kılıçdaroğlu ile Davutoğlu arasında şu diyalog yaşanıyor:

Kılıçdaroğlu,“12 Eylül darbe hukuku temizlendiği taktirde parlamenter sistem gayet güzel işler

Davutoğlu, ”Biz Başkanlık sisteminin daha iyi işleyeceğine inanıyoruz. Öncelikle şu sorunun cevap bulması lazım. Parlamenter sistem neden tıkandı?”

Davutoğlu bu girişten sonra önce madde başlığını veriyor sonra Parlamenter sistemle, Başkanlık sistemini kıyaslamaya başlıyor.
“Yargı bağımsızlığı hangisinde var? Kuvvetler ayrılığı hangisinde var. Denge-denetleme sistemi hangisinde var”
Başbakan, iki sistemin kıyaslamasını bitirdikten sonra Kılıçdaroğlu'na dönüp, ”Bunları tartışabiliriz” diyor.
Görüşmenin bir bölümü var ki yazmasam olmaz.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili eleştiri sınırlarını aşan çok ağır sözler sarf ediyor. Başbakan bu konuyu gündeme getiriyor.

“Sayın cumhurbaşkanımıza yönelik sözleriniz sistemin zehirlenmesine yol açıyor. Siyasi iklimin bozulmaması için Cumhurbaşkanına karşı daha saygılı bir dil kullanılmalı”

Davutoğlu'nun eleştirisine, Kılıçdaroğlu, ”Ben de bu üslubu tercih etmiyorum ama bize çok saldırıyor” karşılığını veriyor.
Başbakan, yeni dönem için, bir yol haritası çizmişti.
Muhalefetle diyalog, yeni söylem ve yeni Türkiye.
Kılıçdaroğlu, görüşmesi ile ilk adım atıldı.


Yenişafak
31 Aralık 2015

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;